30 Haziran 2012 Cumartesi


                                     GERÇEK HAYATA HOŞGELDİN BEBEK


          Hep merak ederdim, insan ilk doğduğunda neden ağlar diye.. bu yüzden ağlarmışız ilk dünyaya geldiğimizde:bebek, gelişimini önce anne karnında sürdürürken göbek kordonu vasıtasıyla oksijen alır. Gelişiminin son evrelerine kadar da akciğerler kullanılmaz. Doğum zamanı yaklaştıkça gelişmekte olan akciğerlerin “antrenman” yapması amacıyla nefes alma hareketleri başlar. Ancak akciğerlerin gerçek anlamda kullanılması doğumdan sonra başlar. Göbek bağının kesilmesinden sonra artık bebek, oksijenini kendisi almak zorundadır. Ağzı ve burnu temizlendikten sonra nefes alma yolu açılır ve aldığı ilk nefes ile birlikte ciğerleri hava ile dolar. Bebek için yeni olan bu durum, biraz can yakıcı olduğu için bebekler ağlamaya başlar.
            Yeni doğan bir insan(bebek), kimine göre önceki yaşamı için (reenkarnasyon) ağlarmış. Kimine göre önceki yaşamında cenneti hak edemeyip tekrar dünyaya geldiği için ağlarmış. Bunlar tabi ki de tıpta veya gündelik  yaşamda ortaya atılan bir takım fikirler. Ben olaya daha değişik bir açıdan bakarak bir an önce fikirlerimi yazıya dökmek istiyorum.
             Evet dedim ya hep merak etmişimdir hayata gözlerini açan çocuk neden ağlar ya da onu neden ağlatırlar diye bence bunun en büyük nedeni yeni doğan bebeği dünya koşullarına alıştırmaktır.’Bak çocuk ! Attığım bu tokat bundan sonra hayatında yiyeceğin tokatların ilki.Bunlara hazırlıklı ol.Şu an öyle bir hayattasın ki belki sadece çocukluğunu ve yaşlılığını doyasıya geçirebileceğin-ki şanslıysan-bir dünyadasın.Maalesef en güzel zamanlarını çalışarak geçireceksin.Durmayacaksın sürekli çalışacaksın,yetmeyecek bu sefer de çocukların için çalışacaksın.Peki çalışacaksın da bir karşılığını alacak mısın? Bak orası da muamma çocuğum.Bu dünya öyle ki hiçbir zaman emeğinin karşılığını alamayabilirsin.Bir ömür çalışacaksın belki ama karşılığını alamayacaksın çok ilginç değil mi?
Yeri gelecek bir gün ana ya da baba olacaksın.Evet güzel bir duygu tabi ki de anne veya baba olmak.Ama şartların el vermediği bir ortamda anne ve baba için en kötü şey çocuklarına iyi bir gelecek sunamamak,onlara bir şeyler verememektir.Belki sen de öyle bir anne baba olacak,çocuklarına güzel bir yaşam sunamayacaksın.
              Dünya çok adaletsiz bir yer be çocuk…Belki dünyanın çok başka bir yerinde zevk sefahat içinde yaşayacak belki de açlık ve sefalet içinde doğacaksın.Dünya seçme şansının olmadığı bir ortam.Hayatların senin kararından önce başkaları tarafından şekillendiği bir yer.Sana atılan o tokat bunların şimdiden en kötüsüne hazır ol mesajıdır.
             Diyeceksin ki sizin hiç suçunuz yok mu peki? Aslında o kadar çok ki nerden başlasam bilmiyorum. Dünya Ana’yı çok yorduk. Yapabildiği kadarıyla bu verdiğimiz zararları bize hissettirmemeye çalıştı ama onun da bir teamül sınırı var ve biz bunu çok zorladık. Bir Kızıl Derili Atasözü der ki: SON AĞAÇ KESİLDİĞİNDE,SON NEHİR KURUDUĞUNDA,SON BALIK ÖLDÜĞÜNDE Beyaz Adam Paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır...  Ne kadar da anlamlı değil mi?  Aslında sadece sen ve devamına zarar vermiyoruz kendimize de zarar veriyoruz ama bunun farkında değiliz olamayacağız belki de...Gün geçtikçe ozon tabakasına verdiğimiz zararlar artıyor,hayvan nesilleri tükeniyor,buzullar eriyor…vs Bunlar o kadar fazla ki yazmakla bitmez.Ayrıca geleceğin dünya tam bir savaş meraklısı.Barış ortamının bozulması için insanlar ellerinden geleni yapıyorlar.İşte böyle bir dünyaya geleceksin.
               Masum olarak dünyaya geleceksin belki ama yaşadığın çevre şekillendirecek karakterini ve insanlara karşı tutumunu.Belki çok iyi bir olup insanlığa hizmet etmek için elinden geleni yapacak,belki de insanların sırtından geçinen bir yaratık olarak yaşayacaksın.Bazı şeyler senin elinde olmayacak,toplum yönetecek kaderini,yaşamını.
Tamam buraya kadar çok kötü düşünmüş olabilirim hayat hakkında kim bilir.Bu tarz kötülükler hayatının her bölümünde olacak.Hayatın sana verdiği rolü oynayacaksın yaşamın boyunca.Belki bir karakter belki de bir figüran olarak.Ama bu dünyanın kötülüklerinin yanında iyilikleriyle de tanışacaksın gün gelince.İlk kez anne sevgisiyle tanışacaksın mesela.Birisi seni ilk kez hiçbir karşılık beklemeden sevecek,besleyecek,büyütecek.Ailenin ne anlama geldiğini öğrenecek,onlarla beraber ağlamayı onlarla beraber gülmeyi öğreneksin.Kısacası paylaşma ve sevgi kelimelerinin ne anlama geldiğini öğreneksin.Büyüdükçe çevren de oluşacak ve nice insanlarla tanışacaksın.Gün gelecek sen de aile kuracak zamanında ana-babanın yaşadıkları duyguları sen de yaşayacaksın.Eğer şanslıysan bu kötülüklerin içinde bir iyilik bulup bütün yaşamın boyunca ona tutunacaksın. Yaptıklarına değil, yapmadıklarına pişman olur insan. Cesaret.!  Bunu yakınından yamacından ayırma! En kötü yaptım olmadı dersin.Son olarak sevdiğim şu şiiri de okumak istiyorum sana:
Ey sonra dünyaya gelecek bebek! 
Dünya sıcak kor ateşte yanma ha! 
Sana hazırlanmış savaştan kundak, 
O sözde barışa hiç aldanma ha! 
Buralarda çirkef çamur diken var. 
Senin için kin tohumu eken var. 
Aşına suyuna zehir döken var. 
Şırıl şırıl akışına kanma ha! 
Gün gelince uyur büyür koşarsın. 
Aklın almadığı işe şaşarsın. 
Kar içinde kor ateşe düşersin. 
Kışta yanıp yaz gelince donma ha! 
Sinende biterse bir azgın yara, 
Tabibine sor da emini arar, 
Çabayla bulunur her derde çare, 
Ümidin yitirip birden sönme ha! 
İçimizde sinsi sinsi yılan var. 
İnsanları bölük bölük bölen var. 
Kim vurduya gidip nice ölen var. 
Katil zanlısını suçlu sanma ha! 
Deli hür yaşıyor akiller mahküm, 
Senin de davana bakacak tahkim, 
Yasayı kırk çeşit yorumlar hakim, 
Suçluyum deyip de, hemen sinme ha! 
Deryada dolaşır binlerce gemi, 
Kimine su taşır kimine yemi, 
Beni oku iyi anla sen emi? 
Rotasız gemiye sakın binme ha1 
Akıllar konserve duygular taze, 
Herkes düşmüş gider ayrı bir ize, 
Yıllarca durgunluk ne verdi bize? 
Ara, koş, coş, ama dinme ha! 
Günahlar su ile arınsa eğer, 
Doğruluğa kimse vermezdi değer, 
Temiz gösterilir leş yemiş zağar, 
Aklanmaya paklanmaya kanma ha! 
ELEMİ der, uğraş bulursun dirlik, 
Dirlik olan yerde sağlanır birlik, 
Yok’a, yoksulluğa aç seferberlik, 
Çalış yılmadan, azminden dönme ha! 
       İşte bundan ibaret dünya bebek.Sana atılan o tokat bunların farkına var diye.Peki söyle bakalım şimdi hazır mısın bunları yaşamaya ve bu dünyaya?

1 yorum:

  1. Tebrik ederim kardeşim iyi gözlemciliğini güzel bir yazıysa süslemişsin yazılarının devamını bekliyorum başarılar

    YanıtlaSil