30 Ekim 2013 Çarşamba

A(SOSYAL) MEDYA


                                            A(SOSYAL) MEDYA
    Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, insanların hayata bakış açısı dadeğişiyor. Özellikle internet kullanımı, bilgiye kolay yoldan erişim şansı, insanların hayatlarını geliştirmekle birlikte bir o kadar daköreltiyor. Tek bir tuşla yapılan alışverişler, ödenen faturalar, verilen yemek siparişleri… İsteklerimiz, hayatımızın hep bir ‘tık’ önünde.  
     Bu yazımda sadece isminin sosyal ancak etkilerinin asosyal olduğu sosyal medya üzerinde durmak istiyorum.Tanım yapacak olursak sosyal medya: Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir.Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insanî iletişim şeklidir. Sosyal medya platformlarında insanlarla buluşur ve iletişimde bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve kendi sorularınızı sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya resmi olmayan eğitim yollarından da bir tanesidir.
      Sosyal medya gazetetelevizyon ve film gibi geleneksel medyadan farklıklar gösterirler. Genellikle geleneksel medya enformasyonun yayınlanması için belirli kaynaklara ihtiyaç duyarken, bilgiyi yayınlamak veya erişmek için sosyal medya göreceli olarak masrafsızdır ve erişim araçları herkese açıktır (bireyler bile kullanabilir). Bir matbaa yatırımı veya TV yayını yapmak için zorunlu olan lisansa ihtiyaç duyulmaz.
      Sosyal medya’nın ve geleneksel medyanın ortak taşıdığı bir karakteristik özellik, küçük veya büyük kitlelere ulaşabilmeleridir; örneğin, hem bir blog yazısı hem de bir televizyon programı sıfır kişiye de ulaşabilir milyonlarca kişiye de ulaşabilir. Sosyal medya ve geleneksel medya arasındaki farkları tanımlamaya yardımcı olacak özellikler kullanılan yönteme göre farklılıklar gösterebilir. Bu özelliklerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
  1. Erişim - Hem geleneksel medya hem de sosyal medya teknolojileri herkesin genel bir kitleye erişebilmesine olanak tanır.
  2. Erişilebilirlik - Geleneksel medya için üretim yapmak genellikle özel şirketlerin ve hükümetlerin sahipliğindedir; sosyal medya araçları genel olarak herkes tarafından az veya hiç maliyetle kullanılabilir.
  3. Kullanılırlık - Geleneksel medya üretimi çoğunlukla uzmanlaşılmış yetenekler ve eğitim gerektirmektedir. Çoğu sosyal medya için bu geçerli değildir veya bazı durumlarda yetenekler tamamen değişmiş ve yenidir, yani herkes üretimde bulunabilir.
  4. Yenilik – Geleneksel medya iletişimlerinde meydana gelen zaman farkı (günler, haftalar, hatta aylar) anında etki ve tepkisi olan sosyal medya ile kıyaslandığında uzun olabilmektedir (Tepkilerin zaman aralığına katılımcılar karar verir). Geleneksel medya da sosyal medya uygulamalarına adapte olmaktadır, dolayısıyla yakın zamanda bu farklılık ortadan kalkacaktır.
  5. Kalıcılık - Geleneksel medya yaratıldıktan sonra değiştirilemez (bir dergi makalesi basıldıktan ve dağıtıldıktan sonra aynı makale üzerinde değişiklik yapılamaz), oysa sosyal medya yorumlar veya yeniden düzenlemeyle anında değiştirilebilir.
     Sosyal medyanın önemini sosyal ağlarla ve yaşanan devrimlerle örneklendirmek mümkün. Milyonlarca kişinin iletişim kurduğu bir ortamın göz ardı edilmesi, önemsiz olduğunun düşünülmesi pek mümkün değildir. Sosyal medya toplumun kendini doğrudan hiç bir üçüncü kişiliğe gerek kalmadan özgürce ifade etme şeklidir. Her birey kendi medyasının patronu olmuştur ve olabilmektedir.
      Fikir ve düşünce dünyasında, yaşamlarımızı iletişim odaklı sürdürürken sosyal medyanın ve beraberinde gelişen kanalların günlük yaşantımızda vazgeçilmez hale geldiği gerçeği önemi daha fazla artırmaktadır. Herhangi bir konuda sahip olduğunuz düşünceyi kısa zamanda geniş kitlelere ulaştırabilme gücü sürecin devamında farklı sonuçlar doğurmaktadır.
       comScore’un son raporuna göre Türkiye, Avrupa’nın altıncı en büyük internet kullanıcı sayısına sahip. Verilere göre Avrupa’da 408.3 milyon internet kullanıcısının 23,9 milyonunun Türkiye’de olduğunu gösteriyor. Türkiye geçtiğimiz yıla göre %2 ‘lik bir büyüme kaydetmiş.Raporu incelemeye devam ettiğimizde, Türkiye’nin internette online geçirilen süre sıralamasında 2. olduğunu görüyoruz. Tabii ki bunun en büyük sebebi sosyal ağlar.Sosyal ağların gücünü direk sayılarla kanıtlamak gerekirse  Türkiye’de bugün 32 milyon facebook kullanıcısı, 7.9 milyon ise twitter kullanıcısı var. 
       Sosyal medyada insanlar sosyalleştiğini sanırken aslında git gide asosyalleşiyorlar. Dikdörtgen ekran karşısında saatlerce hareketsiz kalmak hep bedenen hem de ruhen insanları yoruyor.Yazdıkları yazılar ve attıkları tweetler yüzünden insanlar davalık olabiliyor, işlerinden kovulabiliyor.İnsanlar konuşmaya hasret kalıyorlar. Sosyal ağlarda iletişim genelde yazılı olarak kuruluyor. Bu da insanların konuşma ihtiyaçlarını karşılamıyor. İnsanlar git gide yalnızlaşıyor.
       Sosyal medyanın şüphesiz ki birçok faydası bulunmaktadır. Ancak çok fazla bilgi kirliliğinin olması ve paylaşılan her bilgiye doğrudan inanan kullanıcıları yanlış yönlenmesi ve yanlış bilginin tekrar doğru bilgiyle ulaşması çok zor olduğundan bireyleri cehalete doğru itilmektedir. Photoshop ile kesilip biçilmiş fotoğraflar kişilere yapılan saldırılar gibi daha bir çok örnek sayılabilir. Sosyal medyada paylaşılan yazılar ve fotoğrafların beğeni toplayıp yorumlanması kişiler için oldukça önemli, yapılan araştırmalara göre sosyal paylaşım siteleri aslında insanların psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor. Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelerinin arasına, sosyal paylaşım sitelerini de ekleyebilirsiniz.
       Sonuç olarak her şeyde olduğu gibi internet ve sosyal medya da faydalı bir amaç için kullanıldığında gerçekten insanlara yardımcı olabilecek kocaman bir veri ambarı.Şahsen ben  90ların son dışarıda oynayan bir çocuğu olarak hayatın dışarıda yaşandığı kanaatindeyim.Bütün gün bilgisayar başında vakit öldürmek hayatı anlamsızlandırmaktan başka birşey değil kanımca.Ancak bunu doğru olarak kullananları istisna olarak tutmak gerekir.Bilgi ve internet çağında olduğumuz şu günlerde elbette yenilikleri takip etmeliyiz.Ancak takip etmemiz gereken bir şey daha varsa o da HAYAT!