GERÇEK HAYATA
HOŞGELDİN BEBEK
Hep merak ederdim, insan ilk doğduğunda neden
ağlar diye.. bu yüzden ağlarmışız ilk dünyaya geldiğimizde:bebek, gelişimini
önce anne karnında sürdürürken göbek kordonu vasıtasıyla oksijen alır.
Gelişiminin son evrelerine kadar da akciğerler kullanılmaz. Doğum zamanı
yaklaştıkça gelişmekte olan akciğerlerin “antrenman” yapması amacıyla nefes
alma hareketleri başlar. Ancak akciğerlerin gerçek anlamda kullanılması
doğumdan sonra başlar. Göbek bağının kesilmesinden sonra artık bebek,
oksijenini kendisi almak zorundadır. Ağzı ve burnu temizlendikten sonra nefes
alma yolu açılır ve aldığı ilk nefes ile birlikte ciğerleri hava ile dolar.
Bebek için yeni olan bu durum, biraz can yakıcı olduğu için bebekler ağlamaya
başlar.
Yeni doğan bir insan(bebek), kimine
göre önceki yaşamı için (reenkarnasyon) ağlarmış. Kimine göre önceki yaşamında
cenneti hak edemeyip tekrar dünyaya geldiği için ağlarmış. Bunlar tabi ki de
tıpta veya gündelik yaşamda ortaya
atılan bir takım fikirler. Ben olaya daha değişik bir açıdan bakarak bir an
önce fikirlerimi yazıya dökmek istiyorum.
Evet dedim ya hep merak etmişimdir
hayata gözlerini açan çocuk neden ağlar ya da onu neden ağlatırlar diye bence
bunun en büyük nedeni yeni doğan bebeği dünya koşullarına alıştırmaktır.’Bak
çocuk ! Attığım bu tokat bundan sonra hayatında yiyeceğin tokatların
ilki.Bunlara hazırlıklı ol.Şu an öyle bir hayattasın ki belki sadece
çocukluğunu ve yaşlılığını doyasıya geçirebileceğin-ki şanslıysan-bir
dünyadasın.Maalesef en güzel zamanlarını çalışarak geçireceksin.Durmayacaksın
sürekli çalışacaksın,yetmeyecek bu sefer de çocukların için çalışacaksın.Peki
çalışacaksın da bir karşılığını alacak mısın? Bak orası da muamma çocuğum.Bu
dünya öyle ki hiçbir zaman emeğinin karşılığını alamayabilirsin.Bir ömür
çalışacaksın belki ama karşılığını alamayacaksın çok ilginç değil mi?
Yeri gelecek bir gün
ana ya da baba olacaksın.Evet güzel bir duygu tabi ki de anne veya baba olmak.Ama
şartların el vermediği bir ortamda anne ve baba için en kötü şey çocuklarına
iyi bir gelecek sunamamak,onlara bir şeyler verememektir.Belki sen de öyle bir
anne baba olacak,çocuklarına güzel bir yaşam sunamayacaksın.
Dünya çok adaletsiz bir yer be
çocuk…Belki dünyanın çok başka bir yerinde zevk sefahat içinde yaşayacak belki
de açlık ve sefalet içinde doğacaksın.Dünya seçme şansının olmadığı bir
ortam.Hayatların senin kararından önce başkaları tarafından şekillendiği bir
yer.Sana atılan o tokat bunların şimdiden en kötüsüne hazır ol mesajıdır.
Diyeceksin ki sizin hiç suçunuz
yok mu peki? Aslında o kadar çok ki nerden başlasam bilmiyorum. Dünya Ana’yı çok yorduk. Yapabildiği kadarıyla bu verdiğimiz zararları
bize hissettirmemeye çalıştı ama onun da bir teamül sınırı var ve biz bunu çok
zorladık. Bir Kızıl Derili Atasözü der ki: SON AĞAÇ
KESİLDİĞİNDE,SON NEHİR KURUDUĞUNDA,SON BALIK ÖLDÜĞÜNDE Beyaz Adam Paranın
yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır...
Ne kadar da anlamlı değil mi?
Aslında sadece sen ve devamına zarar vermiyoruz kendimize de zarar
veriyoruz ama bunun farkında değiliz olamayacağız belki de...Gün geçtikçe ozon
tabakasına verdiğimiz zararlar artıyor,hayvan nesilleri tükeniyor,buzullar
eriyor…vs Bunlar o kadar fazla ki yazmakla bitmez.Ayrıca geleceğin dünya tam
bir savaş meraklısı.Barış ortamının bozulması için insanlar ellerinden geleni
yapıyorlar.İşte böyle bir dünyaya geleceksin.
Masum
olarak dünyaya geleceksin belki ama yaşadığın çevre şekillendirecek karakterini
ve insanlara karşı tutumunu.Belki çok iyi bir olup insanlığa hizmet etmek için
elinden geleni yapacak,belki de insanların sırtından geçinen bir yaratık olarak
yaşayacaksın.Bazı şeyler senin elinde olmayacak,toplum yönetecek
kaderini,yaşamını.
Tamam buraya kadar çok kötü düşünmüş olabilirim hayat
hakkında kim bilir.Bu tarz kötülükler hayatının her bölümünde olacak.Hayatın
sana verdiği rolü oynayacaksın yaşamın boyunca.Belki bir karakter belki de bir
figüran olarak.Ama bu dünyanın kötülüklerinin yanında iyilikleriyle de
tanışacaksın gün gelince.İlk kez anne sevgisiyle tanışacaksın mesela.Birisi
seni ilk kez hiçbir karşılık beklemeden sevecek,besleyecek,büyütecek.Ailenin ne
anlama geldiğini öğrenecek,onlarla beraber ağlamayı onlarla beraber gülmeyi
öğreneksin.Kısacası paylaşma ve sevgi kelimelerinin ne anlama geldiğini
öğreneksin.Büyüdükçe çevren de oluşacak ve nice insanlarla tanışacaksın.Gün
gelecek sen de aile kuracak zamanında ana-babanın yaşadıkları duyguları sen de yaşayacaksın.Eğer
şanslıysan bu kötülüklerin içinde bir iyilik bulup bütün yaşamın boyunca ona
tutunacaksın. Yaptıklarına değil, yapmadıklarına
pişman olur insan. Cesaret.! Bunu
yakınından yamacından ayırma! En kötü yaptım olmadı dersin.Son olarak sevdiğim şu
şiiri de okumak istiyorum sana:
Ey sonra dünyaya gelecek bebek!
Dünya sıcak kor ateşte yanma ha!
Sana hazırlanmış savaştan kundak,
O sözde barışa hiç aldanma ha!
Buralarda çirkef çamur diken var.
Senin için kin tohumu eken var.
Aşına suyuna zehir döken var.
Şırıl şırıl akışına kanma ha!
Gün gelince uyur büyür koşarsın.
Aklın almadığı işe şaşarsın.
Kar içinde kor ateşe düşersin.
Kışta yanıp yaz gelince donma ha!
Sinende biterse bir azgın yara,
Tabibine sor da emini arar,
Çabayla bulunur her derde çare,
Ümidin yitirip birden sönme ha!
İçimizde sinsi sinsi yılan var.
İnsanları bölük bölük bölen var.
Kim vurduya gidip nice ölen var.
Katil zanlısını suçlu sanma ha!
Deli hür yaşıyor akiller mahküm,
Senin de davana bakacak tahkim,
Yasayı kırk çeşit yorumlar hakim,
Suçluyum deyip de, hemen sinme ha!
Deryada dolaşır binlerce gemi,
Kimine su taşır kimine yemi,
Beni oku iyi anla sen emi?
Rotasız gemiye sakın binme ha1
Akıllar konserve duygular taze,
Herkes düşmüş gider ayrı bir ize,
Yıllarca durgunluk ne verdi bize?
Ara, koş, coş, ama dinme ha!
Günahlar su ile arınsa eğer,
Doğruluğa kimse vermezdi değer,
Temiz gösterilir leş yemiş zağar,
Aklanmaya paklanmaya kanma ha!
ELEMİ der, uğraş bulursun dirlik,
Dirlik olan yerde sağlanır birlik,
Yok’a, yoksulluğa aç seferberlik,
Çalış yılmadan, azminden dönme ha!
Dünya sıcak kor ateşte yanma ha!
Sana hazırlanmış savaştan kundak,
O sözde barışa hiç aldanma ha!
Buralarda çirkef çamur diken var.
Senin için kin tohumu eken var.
Aşına suyuna zehir döken var.
Şırıl şırıl akışına kanma ha!
Gün gelince uyur büyür koşarsın.
Aklın almadığı işe şaşarsın.
Kar içinde kor ateşe düşersin.
Kışta yanıp yaz gelince donma ha!
Sinende biterse bir azgın yara,
Tabibine sor da emini arar,
Çabayla bulunur her derde çare,
Ümidin yitirip birden sönme ha!
İçimizde sinsi sinsi yılan var.
İnsanları bölük bölük bölen var.
Kim vurduya gidip nice ölen var.
Katil zanlısını suçlu sanma ha!
Deli hür yaşıyor akiller mahküm,
Senin de davana bakacak tahkim,
Yasayı kırk çeşit yorumlar hakim,
Suçluyum deyip de, hemen sinme ha!
Deryada dolaşır binlerce gemi,
Kimine su taşır kimine yemi,
Beni oku iyi anla sen emi?
Rotasız gemiye sakın binme ha1
Akıllar konserve duygular taze,
Herkes düşmüş gider ayrı bir ize,
Yıllarca durgunluk ne verdi bize?
Ara, koş, coş, ama dinme ha!
Günahlar su ile arınsa eğer,
Doğruluğa kimse vermezdi değer,
Temiz gösterilir leş yemiş zağar,
Aklanmaya paklanmaya kanma ha!
ELEMİ der, uğraş bulursun dirlik,
Dirlik olan yerde sağlanır birlik,
Yok’a, yoksulluğa aç seferberlik,
Çalış yılmadan, azminden dönme ha!
İşte
bundan ibaret dünya bebek.Sana atılan o tokat bunların farkına var diye.Peki
söyle bakalım şimdi hazır mısın bunları yaşamaya ve bu dünyaya?
Tebrik ederim kardeşim iyi gözlemciliğini güzel bir yazıysa süslemişsin yazılarının devamını bekliyorum başarılar
YanıtlaSil