10 Aralık 2014 Çarşamba

STAJYER MANİFESTOSU

Stajyerliğin her türlüsü zordur arkadaş.Ne olduğun belli değildir.Mesleğe hazırlama evresi olarak gözükse de stajyer her türlü işte rahatlıkla kullanılan bir insan modelidir.İnsan modeli dedim çünkü bir zamanlar kendisinin stajyer olduğunu unutanlara küçük de olsa bir hatırlatmanın yararlı olacağını düşündüm.Sanırım ilk cümlelerimi okuyanlar şimdiden ne oluyoruz demiştir.Ancak sistemde gördüğüm noksanlıkları ve Stajyer Avukatlıkla ilgili haksızlıkları dilim döndüğünce anlatmak istiyorum.Bence daha yeni başlıyoruz. Buyurun devam edelim.

1.SORUN : NAYLON ADLİYE STAJI


Bölümüm gereği ve stajyerliğin de en zoru ve savunmasızı olarak gördüğüm Stajyer Avukatlık nedir ve hangi aşamalardan oluşur öncelikle ondan bahsetmek istiyorum. Avukatlık stajı 1 senelik bir sürede yapılır ve bunun ilk 6 ayı adliye stajı ikinci 6 ayı ise avukat stajı olarak ikiye ayrılmaktadır. Avukatlık için herhangi bir hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra,diğer şartların da sağlanması koşuluyla yerleşim yerindeki Baroya başvurulması ile başlanır.Stajın resmi olarak başlayabilmesi için bilgili baronun talep ettiği tüm belgelerin eksiksiz olarak toplanması,harcın yatırılması ve askı süresi için beklenmesi gerekmektedir.Belirtilen askı süresinin sonunda herhangi bir itiraz olmadığı takdirde resmi stajın başlayacağı gün bildirilir.Tüm bu işlemler yaklaşık 1 ayı bulmaktadır.Avukatlık Staj Yönetmeliği'nde belirtilen mahkemelerde (madde 12) sırasıyla staj yapılarak adliye stajı yerine getirilmektedir.

 Bu konuda karşımıza Avukatlık stajının hukuken temellerinin yer aldığı 'Avukatlık Staj Yönetmeliği' madde 1'de yönetmeliğin amacı belirtilmiştir: ''Bu Yönetmeliğin amacı Avukatlık stajının hukuk bilgilerini bilimsel verilerden ayrılmaksızın ve bilimin yöntemlerini kullanarak somut olaylara uygulayabilen, yargılama süresince yargılama faaliyetinin yönetimine ve kararın oluşumuna etkin biçimde katılabilen, meslek ilke ve kurallarına bağlı, hak arama özgürlüğünün yaşama geçmesi için uğraş veren, insan haklarına saygılı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden ayrılmayan, bağımsız ve özgür avukatların yetişmesi için hukuksal, sanatsal, eğitsel olanakların sağlanmasıdır.'' Gerçekten de yönetmeliğin amacına ekleyebileceğim herhangi bir not yada eleştiri bulunmamaktadır.Ancak ülkemizde çok sayıda örneğinin görüldüğü yani, kanunda yazan hukukla gündelik hayatta uygulanan hukukun çok farklı olduğunu birazdan başka bir örneği ile anlatmak istiyorum.

Bunun dışında Anayasa Mahkemesi’nin15.10.2009 tarihli 2007/16 E, 2009/147 K sayılı kararı da avukatlık stajının önemini aşağıdaki şekilde vurgulamıştır: “… Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan “bağımsız yargı”, yargının olmazsa olmaz koşulu olan “savunma” ile birlikte anlam kazanır. Savunma, “savsavunma-karar” üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. Adaletli bir yargılamanın varlığı, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir. Avukatlığın önemi ve özelliği nedeniyle bu mesleğe girişin kimi koşul ve kayıtlamalara bağlı kalması, hukuk devletinin ve adil yargılanma hakkının gereğidir.Avukatın seçkinliği ve üstün nitelikler taşıması,hem kamunun hem de yargının beklediği bir husus olup, bunun sağlanmasında mesleğin gelişmesine katkı kadar mesleğe seçilme de önem kazanır. Sadece temel hukuki konularda eğitilmiş olmak, bir mesleği yürütmek için yeterli olmaz. Mesleki açıdan yetkinlik, stajyerlik gibi özel eğitimlerin yanı sıra mesleğe girişte seçme ya da elemeyi de içerir…”

Yine aynı yönetmeliğin 13.maddesinde Stajın yapılışı ''Staj; Baronun, Cumhuriyet Savcısının ve Hakimin denetiminde yapılır. Stajyer, staj eğitim programını aksatmadan; duruşmalarda, keşiflerde, soruşturmalarda, kararın görüşülmesinde ve yazılmasında hazır bulunur. Kendisine verilen dosya ve kararları inceler ve rapor hazırlar.
Stajyerler kendilerine verilen işlerden sorumludur. Ancak stajda, kalem görevlileri, stajyerler ve iş sahipleri arasındaki ilişkilerde karşılıklı saygı esastır. Stajyer meslek onurunu zedeleyecek davranışlardan kaçınmak zorundadır.
Adliyede yapılan staj dönemi için, mahkeme ve adalet dairelerinde stajyerlere ayrılmış bir staj defteri ile devam çizelgesi bulunur. Staj devam çizelgesi stajyer tarafından her gün imzalanır. Staj eğitim çalışmaları veya Baroca düzenlenen konferans, panel, sempozyum gibi etkinlikler nedeniyle staj devam çizelgesine imza atamayan stajyer, özrünü belgelemek koşuluyla imza yükümlülüğünden kurtulur. Staj sonunda devam çizelgesi Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından devam yönünden onaylanır.
Staj kesintisiz olarak yapılır. Stajyerin haklı nedenlerle devam edemediği günler Avukatlık Kanununun 23 üncü maddesinde belirtildiği şekilde tamamlattırılır. Haklı nedenlerin kanıtlanması stajyerin yükümlülüğündedir.'' şeklinde belirtilmiştir.Ancak daha önce de belirttiğim üzere kanunda yazan hukukla gündelik hayatta uygulanan hukuk birbirinden çok farklıdır.Gerçekten ülkemizde neden iyi hukukçu yetişmediğini anlamak için verilen hukuk eğitimine ve sonrasında 'Stajyerlik' olarak belirtilen dönemin içeriğine bakmak gerekir.Öncelikle belirtmek isterim ki Avukatlık stajı sadece kanun üzerinde yapılmaktadır.Stajyerlerin arada bir imza için kaleme gidip imza atmaları,çoğunun duruşma deneyimi bile kazanmadan,adliyedeki işleyişi dahi öğrenmeden ilk 6 aylık adliye stajını tamamlamak şeklinde tezahür ettiği görülmektedir.Böyle bir stajın bu denli önemli bir meslek çalışanına herhangi bir katkısı olmadığı gibi hayata bakış açısını değiştirerek toplumsal tabulara yardımcı olma şeklinde de devam edeceği aşikardır.Eğer bu staj '...meslek ilke ve kurallarına bağlı, hak arama özgürlüğünün yaşama geçmesi için uğraş veren, insan haklarına saygılı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden ayrılmayan, bağımsız ve özgür avukatların yetişmesi için'' yapılacaksa ona uygun bir şekilde yapılmalıdır.Yoksa stajyerlerin hakim veya savcının yüzünü dahi görmeden, işleyiş hakkında en ufak bir bilgi dahi edinmeden stajını bitiriyor olması avukatlık mesleğine en ufak bir katkı sağlamayacaktır.

2.SORUN : STAJYERİN 2.SINIF İNSAN MUAMELESİ GÖRMESİ

Bilindiği üzere ve genellikle toplum tarafından bilinen kadarıyla stajyer; meslek erbaplarının yapmak istemedikleri yada gocundukları işlerde görevlendirdikleri kimsedir.Şakası bir yana dursun gerçek hayatta da stajyer gerçekten ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir. Özellikle avukatlar açısından durumu irdelediğimde nedense avukatların geçmişinde yanında yetiştiği avukatlardan gördüğü kötü deneyimleri stajyerlere de uygulama çabası göz önüne geliyor.Alalede bir insanın dahi yapabileceği çok basit bir işlem stajyere iş olarak veriliyor. Öncelikle bu durumdan şikayetçi olmadığımı bilakis hayata bakış açısı elde etmede ve birtakım zorlukları görerek deneyim elde etmede faydalı olduğu inancındayım. Ancak mesleğe alışma evresindeki birisi için verilecek bu tarz işler kişilerin meslekten soğumasına yol açabileceği gibi daha sonraki evrede bir bıkkınlığa ve hatta işten ayrılma gibi durumlara da yol açacaktır.Eğer stajyerinizi eski telefonunuzdan yeni telefonunuza rehber alışverişi için kullanıyorsanız ( Lütfen gülmeyin gerçektir!), aynı gün Çağlayan-Kartal-Çekme köy-Çağlayan güzergahındaki işleri halletmesi için baskı yapıyorsanız , bilmediği ve /veya hatırlayamadığı bir Latince (!) kelime yüzünden 'size okulda ne öğretiyorlar yahu ?' tepkisini veriyorsanız dediklerimin olmaması için hiçbir neden yok.

İş hayatında olması gereken ve eksikliğini çok defa gördüğüm ve duyduğum niteliklerden biri karşılıklı saygı ve sevgidir.Hemen hemen toplumdaki birçok sorunda ortaya çıkan bu duygular bence çok büyük iki erdemdir. Düşünün ki yukarıda saydığım şu diyalogları sizden alt kademedeki birisine söylemeniz halinde insanda ister istemez 'Acaba bana saygı duymuyor mu?' adı altında sorular oluşacak ve bu soruların devamı 'Bana saygı duymuyorsa ben neden saygı duyayım?' şeklinde devam edecektir.

Özellikle belli bir deneyimden sonra avukat büyüklerimizin icra ile ilgili olmamak adına bu tarz işleri yanında çalışan stajyer arkadaşlara verdiğini gördüm.Yine öncelikle belirtmek isterim ki İcra, Roma gibidir.Elbet bütün kapılar oraya çıkar.Aldığınız bir mahkeme ilamını dahi icraya koymazsanız herhangi bir sonuç elde edemezsiniz.Ve yine tecrübeli büyüklerimizin dediği üzere de staj zamanında öğrenmek gayet önemli.Ancak yine de stajın başında çeşitlilik görmekte fayda vardır ve yazmayı sevmeyen birinin alışması için dilekçelerle uğraşmak önemlidir.Ayrıca çok büyük sorumluluklar da yükleniyor bu süreçte. Yetki belgeleri,muvafakatnameler, stajın başında açılan talepler yazılan müzekkereler vs vs Tüm bu yaptıklarınız ve neticesinde aldığınız tavırlar  'Şu stajım bitsin de alayım artık şu ruhsatı!' cümlesini dilinize pelesenk eder.

Bir de şunu paylaşmak istiyorum.Bir yerde görmüştüm ve çok beğenmiştim: ''Sanayide çıraklık neyse stajyer avukatlık da odur.Para kazanamazsın,ezilirsin ama işi öğrenirsin.''

3.SORUN : AVUKAT STAJYERE TANINMAYAN OLANAKLAR

Günümüzde pek çok üniversite öğrencisi Anadolunun değişik yerlerinden okumak adına büyük şehirlere gönderilmektedir. Büyük şehirlerin öğrencilere yönelik zorluklarına burada değinmek bile istemiyorum.Bu ayrı bir konuda sayfalarca değinilebilecek türden uzun bir konu. Ancak konumuz bakımından en önemli noktası sanırım maddiyat.

Büyük şehirlerin büyük dertleri vardır demişler.Ve sanırım son derece de haklılar bu konuda.Özellikle barınma,ulaşım,yiyecek gibi temel ihtiyaçlar bunların başında geliyor.Nitekim evladının bunları düşünmeden okumasını sağlamak için her aile de biraz fedakarlık yapar.Yeri gelir almak istediği bir şeyi alamaz,yeri gelir ihtiyacını erteler.Bu denli fedakarlıkların da üniversite hayatı boyunca olması beklenir genellikle.Üniversite bittikten sonra ailenizle birlikte yaşadığınız çevre de sizinle birlikte bir beklenti içine girer iş konusunda.Etrafınızda bunları konuşanlar da çok olur:''Eee artık bizim davalara da bakarsın, ne kadar kazanacaksınız kim bilir, avukatlar çok kazanıyormuş oğlum avukat ol...vb'' Ancak 4 senelik Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra sizi bir sorun karşılar: PARASIZ Avukatlık Stajı.

Yaşıtlarınız yada sizinle birlikte üniversiteden mezun olan diğer bölümlerdeki arkadaşlarınız 2500-3000 TL gibi bir maaşla işe başladığında ve sigorta primleri tıkır tıkır işlediğinde bir kez daha sorgularsınız bu durumu.Hatta sizden küçük liseli kardeşiniz yada tanıdığınız sizden fazla para alıyorsa mesleki stajı boyunca işte o zaman lanet edersiniz bu sisteme... 


Stajyer avukatların, yine hakim ve savcı stajyerlerinden farklı olarak, ücret almaları yasaktır ve hakim ve savcı stajyerlerine ücret verilirken avukat stajyerlerinin ücret alma yasağı olması tartışma konusudur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda stajyer avukatların bir avukat yanında stajlarını devam ettirirken ücret almalarının yasak olduğuna ilişkin açık bir hüküm olmamakla beraber, kanunun 11. Maddesi Danıştay tarafından geniş yorumlanarak stajyer avukatların ücret almaları mevcut hukuk sistemimizde mümkün olmamaktadır. Konu ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun 11. Maddesi şu şekildedir:AK m. 11 - Aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görev, sigorta prodüktörlüğü, tacirlik ve esnaflık veya meslekin onuru ile bağdaşması mümkün olmayan her türlü iş avukatlıkla birleşemez. 


Kanun’un 11. Madde hükmü bu şekilde olmakla beraber, istisnaları 12. Maddede mevcuttur. 12/c maddesine göre; özel hukuk tüzel kişilerinin hukuk müşavirliği ve sürekli avukatlık ile bir avukat yazıhanesinde ücret karşılığında avukatlık 11.Madde hükmü dışındadır. Danıştay ise 11. Madde hükmünü göz önünde bulundurup, stajyer avukatların da ücret karşılığında staj yapamayacaklarına karar vermiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 19.9.1997 tarihli 1996/194 E, 1997/430 K sayılı kararında Avukatlık Yasası Yönetmeliği’nin 24. Maddesi uyarınca kanunun 11. Maddesindeki yasağın stajyer avukatlar hakkında da uygulanacağını, avukatlık stajının amacının ileride avukat olacak kişinin meslek bilgisini artırmak için mahkeme ve adalet dairelerinde yapılan uygulamalı öğrenme döneminde en iyi şekilde avukatlığa hazırlama olduğunu, 12. Maddedeki istisnalardan yararlanabilmek için avukat olmak gerektiğini belirtmiştir. Karara konu olan 24. Madde Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 19/08/2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak kaldırılmıştır. 

4.SORUN : RUHSAT İÇİN BAŞVURU

Bir diğer sorun ise ruhsat aşamasında meydana gelmektedir.Bütün bir sene boyunca yukarıda bahsettiğim zorlu stajı yapıyorsunuz ve bunu parasız olarak yapıyorsunuz.Bir sene sonunda baro size diyor ki 'Aferin stajyer koca bir stajı yedin.Artık  ruhsatını verelim. Ama sen şimdi ordan toplam 2500-3000 TL gibi bir rakam ver bakayım.Eee ruhsatname bu.Bedavaya mı verecektik!'

Birçok şeyi anlayabilirim staj süresince.Ama koca bir sene ücretli çalışma için yasak koyuyorsunuz ve sonra da 2500-3000 TL diyorsunuz.Bunun gerçekten akla yatkın hiçbir açıklaması yok.İnsanın içinden hangi parayla diyesi geliyor ama... 

SONUÇ:

  • Staj döneminin ve stajyer avukatların gelişmesi iyi hukukçuların yetişmesi, uygulama ve mevzuatın geliştirilmesi, eksik yönlerin düzeltilmesi, stajyer avukatların hukukçu olarak hukuk yaşamındaki ilk mücadelesi olmalıdır.
  • Son zamanlarda sık sık gündeme gelen Avukatlık Sınavının da belirleyici olması ve eleme bakımından etkileyici olacağını düşünüyorum. 
  • Staj eğitiminin ya yıllara dağıtılarak lisans öğrenimi boyunca sona ermesini (Yaz aylarında yada Tıp eğitiminde olduğu gibi belli dönemlerde) yada lisansın 5 yıla çıkarılarak son yılın Baro ve Üniversitede oluşturulacak bir staj biriminin ortak çalışması ile yürütülecek çalışmalardan oluşmasını öneriyorum.Bu sayede ne tam olarak okulla bağ kurulur ne de staj eğitimi baronun tekeline bırakılır.
  • Staj döneminde yabancılık çekmemek ve daha kaliteli hukukçuların yetişmesi için farazi dava,dilekçe,yargılama dersleri gibi pratik hayata yönelik zorunlu dersler eklenmelidir.
  • Hukuk için açılan kontenjanlara bir sınırlama getirilmeli ve üniversiteli işsizler ordusu yaratılmamalıdır.

Son olarak eğer ileriye sağlam bakabilecek bir nesil yetiştirilmesi isteniyorsa en başta hukuk ve adaletin tam anlamıyla sağlanması gerekir.Eğer ileride hukuk sisteminin birer parçası olacak stajyer avukatlara gerekli özeni göstermez ve şartların iyileştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapmazsanız; bu dönemde hukuksuzluğu öğrenen kişilerin ileride yapacaklarından sizler sorumlu olursunuz.