26 Temmuz 2013 Cuma

HUKUK ÖĞRENCİSİ OLMAK

                        HUKUK ÖĞRENCİSİ OLMAK
          Bugünkü yazımda biraz da kendi bölümümle alakalı bilgiler vermek istiyorum.Önce bu bölümü nasıl seçtiğimden ve üniversiteye nasıl geldiğimden kısaca bahsedeyim daha sonra da bölümle ilgili bilinmesi gerekenlerden ve hukuk biliminden notlarla yazımı sonlandırmak istiyorum.
         Öncelikle belirtmek isterim ki bölümü seçtiğimde ailemizde ve çevremizde hukukla ilgilenen hiç kimse yoktu.Hatta o zamana kadar hukuki herhangi bir işlemimiz olmadı.Babamın o zamanki meşhur sözü de hala kulağımda : 'Oğlum ben 50 yaşındayım ama bir kere bile mahkemeye gitmedim.' Ama bu lafını daha sonra babaannemin vasilik işlemleri ve kendisi ile ilgili davada yutmak zorunda kalacaktır :) Dediğim gibi hukukla ilgili hiçbir geçmişim olmamasına rağmen neden hukuk diye tutturmuş ve hatta bir sene daha hazırlanmak zorunda kalmıştım? Bu sorunun cevabını ilk başlarda hiç düşünmeden vermiştim aslında.İnsan mesleğini seçerken bence kişisel özelliklerini hep ön planda tutuyor.Ben de bundan etkilenmiş olacağım ki insanlar arasında ve özellikle arkadaşlarım arasındaki dengeyi kurmak adına yaptığım çalışmalar,olaylara farklı açılardan bakabilme yetisi ve farklı düşünceler arasında denge kurabilme özelliğim belki de benim daha adaletli olmamı sağladı.Bu nedenler ve ülke olaylarından da etkilenmem ile birlikte bu bölüme olan ilgim gün geçtikçe artmıştı.Artık liseden mezun olduğumda aklımda sadece bir bölüm vardı:HUKUK
        Ancak gelgelelim insanların her istediği hemen olmayabiliyor ve bende bu kesimin içine girmiştim ilk sınavdan sonra.ÖSS'de aldığım 318 puan bana yetmeyeceği için her ne kadar üzülmüş olsam da bütün baskılara göğüs gerip bir sene daha hazırlanmama neden oldu.İlk başlarda bu bir senenin benim için kayıp olacağı düşüncesine inanmaya başlamıştım.Ancak insanın istemediği bir bölümde ve meslekte bir ömür geçirmesi ile istediği bölüm için bir sene hazırlanmayı karşılaştırdığımda ağır basan taraf tabi ki de hazırlanmam oldu.Gerçekten insan başlarda çok zorluk çekiyor.Düşünün ki bütün arkadaşlarınız değişik üniversitelere gitmiş küçücük şehirde bir tek siz kalmışsınız.Ne kadar acı bir durum olduğunu anlatamam.Hatta ilk zamanlarda 3-4 gün hiçbir şey yapmadan dershaneye gidip geldiğimi de bilirim.Ancak bir yerden başlanması lazımdı ve bu yerin eğlenceli ders MAT-1 den olacağına karar verdim.Zaten çok fazla bir eksiğim yoktu.Sadece hız kazanmak için pratikler yaparak yeni seneye hazırlık yaptım ve senenin başında birkaç konu haricinde hem konu hem de soru itibariyle ilerlemiştim.Bu ilerleyen zamanlarda benim işime çok yarayacaktı ve bunun farkına sonradan vardım.
       Bence insanın en büyük rehberi yine kendisidir.Bunu hazırlandığım sene fark ettim ve bütün planlarımı kendime göre yapmaya başladım.Başlarda soru sayılarımı kendime göre ayarladım ve her geçen hafta vitesi arttırarak çeşitli kaynaklardan daha fazla soru görmeye çalıştım.Hazırlanan arkadaşlara şunu tavsiye etmek isterim ki tek bir kaynaktan çalışmak sizi köreltir bir süre sonra.Ne kadar çok soru o kadar çok köfte bir nevi :) Ben şahsen ilk zamanlarda 300-400 daha sonraları ise 600-700 arası soru çözmeyi alışkanlık haline getirmiştim.Hatta bu soruları görmediğim zamanlarda da uyku tutmazdı.Ah o vicdan yok mu o vicdan hep beni rahatsız ederdi.Tabi konu daha önce anlaşılırsa ne gerek var vakit kaybına.Bu durumda belki 200 soru bile konuyu anlamaya yeterli olacaktır.Ayrıca belirtmek isterim ki bu soruların hepsi tek bir konu değil.Yani bütün derslerden önem derecesine göre belirlenmiş toplam soru sayısıdır.
      Evet şimdi de gelelim fizyolojik ve psikolojik ayarlara.Başta da belirtmiştim arkadaşlarım gittikten sonra çok bunalmış gerçekten çok sıkılmış ve üzülmüştüm.O zamanlar yapabildiğim ancak şimdi bunu kaybettiğim kendimi motive etme özelliğim ile birlikte sanki ilk defa hazırlanıyormuşum gibi kendimi hazırladım.Hala çalışma masamın bir köşesinde duran 'Başarı inanmaktır.'mantığı ile önce kendimi inandırdım.Her defasında benim üniversiteye giden arkadaşlarımdan neyim eksik diyip  kendimi motive ettim.İnanın 2.sene kalan bir öğrenci için bunlar olmazsa olmazlar.Tabi ki de çok bunaldığım bu monotonluk içinde hayattan artık zevk almamaya başladığım zamanlar da oldu.Ama her defasında kafamı boşaltmayı ve bir an için de olsa ders ortamından uzaklaşmayı başarabildim.Örneğin haftada bir Galatasaray maçına giderek beynimi 90 dk da olsa başka yerlere çekmeye çalıştım.Yine haftada birkaç saat arkadaşlarla oturup ders dışında sohbet edebileceğim ortamlar oluşturmaya çalıştım.Böylece zaten sürekli ders ve sınav maratonu ile yorulan beynimi az da olsa dinlendirmeye gayret ettim.Burada bahsedeceğim diğer bir konu ise fizyolojik başlığı adı altında tabi ki de sağlık ve beslenme.Bazı arkadaşlar artık depresyonun verdiği etkiyle yemeden içmeden kesilirdi.Ancak unutulmaması gereken bir şey var ki arabaya benzin koymazsan gitmez.Sanırım yeterince açık olmuştur.:)
        Sonunda koskoca bir maratondan sonra önce ilk ayakta daha sonra da ikinci ayakta istediğim bölüme gidebilmek için gereken puana kavuşmuştum.İnanın bilgisayar başında derecemi ve puanımı görünce elde ettiğim o mutluluğu çok şeye değişmem.Koskoca bir sene ve yorucu olaylardan sonra mutlu sonla Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne gelmiştim.Ne yalan söyleyeyim başlangıçta o tarihi bina bana çok büyüleyici gelmişti.Deniz manzarası,buram buram tarih kokan salonları,kocaman bahçesi,bana göre devasa binaları beni benden almıştı.Ama üniversitenin sadece bunlardan ibaret olmadığını biraz geç anlayacaktım.
     Bu arada unutmadan hemen paylaşayım.Aşağıda Türkiyedeki hukuk bölümü olan üniversiteler yer almaktadır.Buradan da anlaşılacağı üzere pasta küçük paylaşacak kişi sayısı çok büyük...
  ( http://hukuk.sdu.edu.tr/tr/baglantilar/diger-hukuk-fakulteleri-1665s.html )
 

   
   
       Biraz önce de söylediğim üzere sayıları 70'in üzerine çıkan Hukuk Fakülteleri her yıl ortalama 5000-10000 arası mezun veriyor.Buradan da ne kadar rekabetçi bir piyasa olduğunu anlayabiliriz aslında.Peki normal şartlarda 22 yaşında mezun olacak hukuk fakültesi öğrencisinin yapabileceği meslekler nelerdir?Biraz da bunlar üzerinde durmanın yararı olacaktır:
 
  1-)AVUKAT:  Hukuk fakültesi deyince akla gelen ilk meslek elbette ki  avukatlıktır.Mesleğe kabul için neredeyse herhangi bir yeterlilik aranmayan avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için Avukatlık kanunu madde 3'teki koşulları taşıyor olmak yeterlidir.Bunlar ise:
Avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için:
a)Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
b)Türk hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket hukuk fakültesinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak
c)Avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmak,
d) (Ek: 2/5/2001  - 4667/3 md.; Mülga 28/11/2006 - 5558/1 md )
e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikematgahı bulunmak,
f)Bu kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak gerekir.
     Bu koşulları taşıyanlar avukat olmaya hak kazanabilecektir.Her ne kadar günümüzde avukatlıkla ilgili yeni düzenlemeler olacağından bahsedilse de an itibariyle bu durum geçerlidir.Şu an itibariyle ülkemizde 78000den fazla avukat bulunmaktadır.Avukatlık mesleğini seçen bir hukuk fakültesi mezunu için birden fazla seçenek de bulunmaktadır.Mesleğini serbest olarak yapabileceği gibi bir şirkette yahut kamu kurumunda yada sözleşmeli avukat olarak devlette de görev alabilir.Şu an itibariyle ülkemizde belli bir uzmanlık kazandıktan sonra avukatlık mesleği ile uğraşmak daha isabetli olacaktır.Özellikle İstanbul,Ankara,İzmir gibi büyük şehirlerdeki hukuk bürolarında her avukatın uzmanlığı farklıdır ve bu da hukuk bürolarının seçilmesinde önemli yer tutmaktadır.Naçizane fikrim olarak mezun olunduktan sonra ilgiye göre Yüksek lisans yapılmasının isabetli olacağı kanısındayım.Ayrıca Avukat olmak isteyen bir hukuk öğrencisinin ilk önce özellikle yaz aylarında ona sorumluluk verebilecek bir hukuk bürosunda yaz stajı yapmasının yararlı olacağını da öğütlüyorum.

2-)HAKİM/SAVCI: Avukatlığa hak kazanabilmek için gerekli koşulların Avukatlık Kanunu’nda sayılması gibi, hakim / savcı olabilmenin koşulları, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu‘nda düzenlenmiştir. Buna göre, hakimlik / savcılık mesleğine hak kazanabilmek için belirli niteliklere sahip olmak gerekir. 2802 sayılı kanunun Adaylık Dönemi başlıklı İkinci Kısımda yer alan Birinci Bölümü, bu hususlara ilişkin hükümler içermektedir.
Kanunun 7. maddesinde de belirtildiği üzere, hakimlik ve savcılık mesleğine hak kazanabilmek için belirli niteliklere sahip olmak gerekir. Bu niteliklere sahip olunmasından sonra başlayan adaylık süreci de başarı ile tamamlanmalıdır.
Adayların Nitelikleri
Madde 8: Adaylığa atanabilmek için :
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Giriş sınavının yapıldığı tarih itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak,
c) Adli yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye‘deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak,
İdari yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye’de hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından,   her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında, hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denkliği  kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olmak,
d) Kamu haklarından yasaklı olmamak,
e) (Mülga)
f) Askerlik durumu itibariyle askerlikle ilgisi bulunmamak veya muvazzaflık hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedeğe geçirilmiş olmak,
g) Hakimlik ve savcılık görevlerini sürekli olarak yurdun her yerinde yapmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı veya sakatlığı, alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı şekilde konuşma ve organlarının hareketini kontrol zorluğu çekmek gibi özürlü durumları bulunmamak,
h) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, üç aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı bir suçtan veya kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak veya bu suçlardan veya taksirli suçlar hariç olmak üzere üç aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir fiilden dolayı soruşturma veya kovuşturma altında olmamak.
ı) Yazılı yarışma sınavı ile mülakatta başarı göstermek,
j) Hakimlik ve savcılık mesleğine yakışmayacak tutum ve davranışlarda bulunmamış olmak,
k) Avukatlık mesleğinden adaylığa geçmek isteyenler için; yukarıdaki (ı) bendi hariç diğer şartları taşımakla birlikte, mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış, giriş sınavının yapıldığı tarih itibariyle kırk beş yaşını doldurmamış ve kendi aralarında yapılacak olan yazılı yarışma sınavında ve mülakatta başarılı olmak şarttır.
Yazılı Sınav
Bu koşullar sahip hakim / savcı aday adayları, Adalet Bakanlığı’nın belirlediği kontenjanlar dahilinden, ÖSYM tarafından düzenlenen bir sınava tabi tutulur. Sınav, Genel Yetenek ve Genel Kültür ile Alan Bilgisi bölümlerinden oluşur. Genel Kültür sorularının puan hesaplanmasındaki ağırlığı %20′dir. Genel Yetenek ve Genel Kültür kısmında Türkçe, Matematik, Türk Kültür ve Medeniyetleri, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ve Temel Yurttaşlık Bilgisi konularından sorular bulunur. Alan Bilgisi kısmında ise, Adli Yargı Hakimliği Sınavlarında Anayasa Hukuku, Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku, Hukuk Yargılama Usulü, Ticaret Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Ceza Hukuku, Ceza Yargılama Usulü, İdari Yargılama Usulü ve İdare Hukuku; İdari Yargı Hakimliği Sınavlarında ise, Anayasa Hukuku, İdare hukuku, İdari Yargılama Usulü,  Hukuk Yargılama Usulü, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Medeni Hukuk, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Vergi Hukuku, Vergi Usul Hukuku ve Maliye-Ekonomi konularından sorular bulunur.
 Sınav, 100 tam puan üzerinden değerlendirilir ve 70 puan alanlar sınavı kazanmış sayılır. Aday adayları puan sırasına göre sıralanarak bir liste hazırlanır. Bu listeden, o sınav için ilan edilmiş kadro sayısının iki katı kadar aday adayı, sözlü mülakata katılmaya hak kazanmış olur.
Mülakat
Yazılı sınavda başarılı olarak mülakata katılmaya hak kazananlar, bir sözlü mülakattan da geçmek zorundadır. Mülakat için oluşturulan kurul, Adalet Bakanlığı Müsteşarı veya görevlendireceği Müsteşar Yardımcısı başkanlığında, Teftiş Kurulu Başkanı, Ceza İşleri, Hukuk İşleri ve Personel Genel Müdürleri ile Türkiye Adalet Akademisi Yönetim Kurulunun her sınav için kendi üyeleri arasından belirleyeceği iki üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur.
Mülakatta aday adayının, muhakeme gücü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneği, genel ve fiziki görünümü, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunun ve liyakati, yetenek ve kültürü, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı gibi hususlar puan vermek suretiyle değerlendirilir.
Değerlendirme
Mülakat sonrası, yazılı sınav puanının %70′i ve mülakat puanının %30′u alınarak bir puan belirlemesi yapılır ve aday adayları puanlarına göre sıralanır. En çok puan alandan başlamak üzere hazırlanan listede, açıklanan kadro kadar aday adayı, başarılı kabul edilerek hakimlik / savcılık stajına başlamaya hak kazanır.
Staj
Hakimlik / Savcılık adaylığı dönemi (staj), 4954 Sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu‘na 08.08.2011 tarihinde 650 sayılı K.H.K. ile eklenen geçici 11. maddeye göre beş yıl süreyle 1 yıla indirilmiştir. Ancak uygulamada bu süre uzayabilmektedir.
Stajın yapılması, Adli Yargı Hakim ve Savcı Adayları ile İdari Yargı Hakim Adaylarının Staj Dönemi ile Staj Mahkemelerine İlişkin Yönetmelik hükümlerine tabidir. Bu yönetmelik hükümlerine göre, gerek adli ve idari yargı hakim adayları ve gerekçe savcı adaylarının, Yargıtay ve Danıştay stajları, hangi mahkemede ne kadar süre ile staj göreceği, Adalet Akademisi’nde alacakları eğitim ve bunun süresi gibi hususlar düzenlenmiştir.
Tüm bu süreçleri başarı ile tamamlayan hakim / savcı adayı, eğitimin sonunda son bir sınava tabi tutulur. Bu sınavı da başarıyla tamamlayan adaylar, hakimlik / savcılık mesleği için bir engelinin bulunmaması halinde ataması yapılarak mesleğe başlarlar.
SON NOT: Özellikle ülkemizde hakim/savcı olmak gayet zor ve yorucudur.Meslek için naçizane olarak ideali olanlar tarafından yapılacağını düşünmekteyim.Çünkü aileden,yaşamdan aslında kısacası her şeyden fedakarlık gerektiren mesleklerdir.Mezun olan arkadaşlarımızın meslek üzerinde yoğunlaşmadan önce deneyimli ve tarafsız insanlardan yorumlar almaları onlar için yararlı olacaktır.Ancak son olarak söylemeliyim ki işini severek,inanarak yapan bir hakim/savcının da olayları sonlandırdığı zaman elde ettiği mutluluğu tahmin etmek zor olmasa gerek.
3-)AKADEMİSYEN:   Akademik kariyer, bir hukuk mezunu için üst sıralarda düşünülebilecek mesleklerdendir. Akademisyenlik, daha çok sürekli araştırma ve eğitim faaliyetlerine ilgi duyanlar için uygun bir meslek dalıdır. Akademik kariyer için lisans eğitiminden sonra sırasıyla yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlamak ve iyi derecede bir yabancı dil biliyor olmak gerekir. Ayrıca çalışılmak istenilen üniversitenin düzenleyeceği yazılı ve sözlü sınavları da başarıyla geçmek gerekir. Ülkemizde sayıları giderek artan hukuk fakülteleri baz alındığında, hukuk alanında akademisyen ihtiyacının bulunduğu açıktır.
      Araştırma görevlisi adaylarını zorlayan iki önemli sınav var. Birincisi ALES yani Akademik Personel ve Lisans üstü Eğitimi Giriş Sınavı’dır. ALES’te 80 Türkçe, 80 Matematik sorusu sorulur ve sözel, sayısal, eşit ağırlık puan türlerine göre puanlarınız oluşturulur. Araştırma görevliliğine müracaat ettiğiniz bölümün üniversite girişte tabi olduğu puan türüne göre, sizin başvuruda kullanabileceğiniz puan türü aynıdır. Yani Tarih bölümü sözel puanla öğrenci alıyorsa, Tarih bölümüne araştırma görevlisi alınırken de ALES puan türlerinden sözel puan dikkate alınır. Dolayısıyla ilgili puan türünüzü oldukça yüksek tutmanız gerekmektedir.
    İkinci sınav ise dil sınavı.  Dil sınavlarından geçmek için herhangi birinden yeterli puanı almanız gerekiyor. Genellikle KPDS ve ÜDS sınavları kullanılıyor ve 50 puan barajdır. Bu sınavlar dışında TOEFL, IELTS gibi uluslararası geçerliliği olan sınavların herhangi birinden üniversitenin istediği puanı ya da puanın dengini almak da yeterli olabiliyor. Eğer KPDS ve ÜDS dışında başka bir sınava girmeyi düşünüyorsanız YÖK’ün en son ilan ettiği yabancı dil denklik çizelgesini dikkatle incelemenizde büyük yarar vardır.
Bazı üniversitelerde eğitim dili İngilizce olduğundan araştırma görevlilerinden YÖK’ün belirlediği barajdan daha yüksek puanlar isteyebiliyorlar. Örneğin ALES barajı 70 iken 80; ÜDS, KPDS barajı 50 iken 80 istenebiliyor. Çoğunlukla vakıf üniversiteleri yüksek puan talep etmektedir.
Bütün bu puanları cebinde olan adayın önünde, istediği bölümlerde ve üniversitelerde ilan çıkmasını beklemek gibi sabır taşını çatlatan stresli bir süreç başlıyor. Araştırma görevliliği ve tüm akademisyenlik ilanları YÖK'ün ilgili sayfasından duyuruluyor. Bu adres takip edildiğinde tüm üniversiteleri tek tek takip etmek zorunda kalınmıyor.
Araştırma görevlisi ilanlarında bazı koşullar hepsinde aynıdır. Aşağıya genel koşulları sıraladım. Ancak dediğim gibi, üniversitelerin sınav barajını yukarı çekme hakları var.
Başvuru Koşulları
1-  657 Sayılı Kanunun 48. maddesinde belirtilen şartları taşımak
2- Son başvuru tarihi itibariyle 35 yaşından gün almamış olmak
3- ALES’ten 100 üzerinden alanında en az 70 puan almış olmak
4-  Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından (KPDS) veya Üniversiteler arası Kurul Yabancı Dil Sınavından (ÜDS) İngilizce sınavından 100 üzerinden en az 50 puan veya eş değerliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puan ve üzeri puan almış olmak
Başvuru şekli
Başvurular şahsen veya posta yoluyla ve üniversitemiz rektörlüklerine son başvuru tarihine kadar yapılmalıdır. Başvuru tarihi sonuna kadar başvurusu ulaşmayan adayların ve eksik belgesi olan adayların başvuruları geçersiz sayılır.
Başvuruda istenen belgeler (GENELLİKLE)
1- Başvuru Formu
2- Başvurulan kadroyu ve iletişim bilgilerini belirten Başvuru Dilekçesi
3- Öz geçmiş
4- Onaylı Nüfus Cüzdanı Sureti
5- İki adet fotoğraf (Son altı ay içinde çekilmiş)
6- Yabancı dil sınav belgesi
7- ALES belgesi
8- Öğrenim belgeleri (Lisans / Yüksek Lisans)
9- Lisans not belgesi (transkript)
10- Yabancı ülkelerden alınmış olan diplomaların denklik belgesi
11- Erkek adayların askerlik durumlarına ilişkin belge (terhis, tecil veya muaf olduğunu gösterir belge)
Peki sonra?
Araştırma görevliliği ilanına müracaat ettiğinizde, önce KPDS/ÜDS dil puanının, ALES puanının, lisans mezuniyet notunun belli oranları alınıp bir puan elde ediliyor ve ilk 4 denilen mülakata girme hakkı kazanan kişiler belirleniyor. Sanırım dil puanının %30′u, ALES’in %50′si, lisans mezuniyet notunun %20′si alınarak söz konusu puan oluşturuluyor. Bu yüzdelerden çok emin değilim, sizi yanıltmasın.Çünkü her bölüme göre değişiyor.
Ardından, belirlenen dört aday mülakata alınıyor. Bazı üniversiteler sözlü mülakat yaparken, bazıları yazılı bilimsel yeterlilik sınavı yapıyor. Her halûkarda elde edilen puan kabul edilebilmek için çok büyük önemi haiz oluyor.
En son aşamada, KPDS/ÜDS dil puanının %10′i, ALES puanının %30′u, lisans mezuniyet notunun %30′u ve mülakat notunun %30′u alınarak adayların puanları belirlenir. En yüksek puanı alan aday araştırma görevliliği kadrosuna hak kazanır. Böylece bütün bu engelleri başarıyla geçen ve tebriği hak eden bir akademisyen adayımız var demektir.
İşte size uzun ve meşakkatli bir yol. Allah herkese kolaylık versin, hak edene versin!
NOT : Bence akademisyenlik yolunu seçmek de tamamen bir idealdir.Gerçekten çok zor ve meşakkatli yollar sonucu elde edilen bir meslek.Ancak bir akademisyen için özellikle bir öğretmen misali yeni yetişen hukuk öğrencilerine deneyimlerini ve bildiklerini anlatmak güzel olsa gerek.Son olarak diyeceğim şudur ki bizim ne oldum delisi olmayan çok sayıda akademisyene ihtiyacımız olacak ne yazık ki! Bu dediğimi üniversiteye giden arkadaşlar daha iyi anlayacaktır.

4-)NOTER: Noterlik de, yalnızca hukuk fakültesi mezunlarının yapabileceği bir meslek olarak, 1512 sayılı Noterlik Kanunu‘nda düzenlenmiştir. Noter olabilmek için, Noterlik Kanunu madde 7′de öngörülen staj koşullarını taşıyor olmak gerekir. Staj süresi bir yıldır. Stajın tamamlanması sonrasında belirli koşulların da varlığı halinde noterlik belgesi almaya hak kazanılır.
Stajyerlik şartları
             Madde 7 – Noterlik stajına kabul edilebilmek için:
           1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
           2. (Değişik : 13/6/2000 - 4579/1 md.) 21 yaşını bitirmiş ve 40 yaşını doldurmamış olmak,
        3. Türk hukuk fakültelerinin birinden mezun olmak veya yabancı bir memleket hukuk fakültesinden mezun olup da, Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan  derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak,
           4. (Mülga : 13/6/2000 - 4579/1 md.)
           5. (Değişik: 23/1/2008-5728/345 md.) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesine göre devlet memurluğuna atanmaya engel bir mahkûmiyeti bulunmamak,
         6. Kesinleşmiş bir ceza veya disiplin kararı sonucunda hakim, savcı, memur yahut avukat olmak niteliğini kaybetmiş bulunmamak,
             7. Noterlik mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmamak,
             8. Noterlikle ve noter stajyerliği ile birleşemeyen bir işle uğraşmamak,
             9. Mahkeme kararı ile kısıtlanmış olmamak,
             10. İflas etmiş ise itibarı iade edilmiş olmak, (Hileli ve taksirli müflisler itibarları iade edilmiş olsa bile kabul olunmazlar.)
              11. Hakkında aciz vesikası verilmiş ise bunu kaldırmış bulunmak,
             12. Noterlik görevini devamlı ve gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmamak,
              13. Staj yapılacak yerde ikametgahı bulunmak, gerektir.
              (Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008-5728/345 md.) Noterlik stajına engel mahkûmiyeti olanlar, noterliğe kabul edilemezler.
              (Değişik üçüncü fıkra: 23/1/2008-5728/345 md.) Staj isteminde bulunan kişi hakkında noterliğe engel bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma yapılması halinde, stajyerliğe alınma isteği hakkındaki kararın bu soruşturma ve kovuşturmanın sonuna kadar bekletilmesine karar verilebilir.
              Şu kadar ki, ceza kovuşturmasının sonucu ne olursa olsun, stajyerliğe kabul isteğinin geri çevrilmesi gereken hallerde, sonuç beklenmeden istek karara bağlanır. 
NOT: Neredeyse bütün hukuk öğrencilerinin öğrenim gördüğü zamanlarda düşündüğü ancak neredeyse imkansız,ulaşılması zor,90lı yıllardaki fatura kuyruklarına benzettiğim,kolay gibi gözüken meslektir.An itibariyle çok uzun sıralardan bahsedilse de sabredildiğinde 25-30 yıla 3.dereceden başlanabilir.Hiçbir işin olmadığı bir yer bile çıksa havuz sistemi ile yine de hatırı sayılır paralar alınabilir.Her meslekte olduğu gibi hukuki ve cezai sorumlulukları olsa da hukuk mezununun seçebileceği ideal mesleklerden biridir.

5-)İCRA MEMURU: Adalet Bakanlığı son yıllarda icra müdürlüğü ve yardımcılığı kadrosu için hukuk fakültesi mezunlarını tercih etmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki koşulları taşıyan adaylar, ÖSYM tarafından düzenlenen sınavda başarılı olmalarının ardından icra müdür ve yardımcılığı kadrosuna atanabilirler. Yazılı sınav ÖSYM tarafından düzenlenir fakat sınav ilanı ve usulü Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir. 2012 için 300 icra müdür ve yardımcılığı kadrosuna atama yapılması öngörülmektedir.
NOT: Bendeniz tarafından hiçbir zaman sevilmemiş,memurların her zaman pohpohlanmaya ihtiyaç duyduğu bir meslek türüdür.Özellikle tayin konusunun çok sıkıntılı olduğu yine kanaatime göre idealin aranabileceği bir meslektir.

6-)BAKANLIKTA UZMAN/MÜFETTİŞ : Hukuk fakültesi mezunları için yukarıda sayılanlar dışında birçok iş farklı meslek kolunda çalışma imkanı bulunmaktadır. Çeşitli bakanlıklarda uzman ya da müfettiş kadrosuyla çalışma olanağı bulunmaktadır. Bu kadrolarda çalışabilmek için KPSS sınavında başarılı olmak koşulu aranmaktadır.

7-)BANKA VE FİNANS KURULUŞLARINDA DANIŞMANLIK,HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ:  Banka ve finans kurumları, bünyelerinde hukuk danışmanı, hukuk müşaviri kadrosuyla hukukçu personel istihdam etmektedir. Bu kadrolarda çalışabilmek için kurumların kendi yeterlilik sınavları ile ilan ettiği diğer koşulları taşımak gerekmektedir.

8-)KAYMAKAMLIK: Kaymakamlık mesleği kadrolarında Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler gibi alanların yanı sıra, Hukuk Fakültesi mezunları da ihdas edilmektedir. Bunun için KPSS A Grubu sınavından başarılı olmak ön koşuldur.

9-)DİĞER: Bir hukuk mezununun çalışabileceği meslekler yalnızca sayılanlarla sınırlı değildir. Hukuk fakültesi mezunu, almış olduğu geniş hukuk formasyonuyla birçok kamu kurumunda yahut özel sektörde çok çeşitli alanlarda çalışabilir. Birçok belediye başkanı, müsteşar ve milletvekilinin hukukçu olduğunu da hatırlatalım.
NOT: Gerçekten de hukuk mezununun yapabileceği işler sayılanlarla sınırlı değildir.Özellikle özel kesimde kendini geliştiren bir hukuk mezununun kolaylıkla iş bulabileceği kanaatindeyim.Genellikle ileri seviye  ingilizce,ofis yazılımları bilgisine sahip olma ve öğrencilik süresinde öğrencilik dışında yapılan aktiviteler de dikkate alınmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder