MAAŞ HACZİ NEDİR?
TANIM: Maaş
haczi 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu 83.maddesi uyarınca yapılan bir icra
işlemidir. Maaş haczi kişinin düzenli olarak çalışma karşılığı işyerinden almış
olduğu ücretin belirli bir kısmına icra kanalı ile el konulmasıdır.
1-) Maaş haczi konulması için öncelikle bir
icra takibinin açılması ve icra takibinin kesinleşmesi gerekmektedir. İcra
takibi kesinleştikten sonra UYAP sistemi üzerinden SGK sorgulaması yapılarak
kişinin çalışıp çalışmadığı tespit edilir. Kişinin çalışıyor olması durumunda
alacaklı vekilinin talebi ile işyerine icra müdürlüğü tarafından gönderilecek
bir tebligat ile işçinin maaşına haciz konulması işvereninden istenir.
Maaş
Haczi İİK 83 Maddede “Kısmen haczi caiz olan şeyler”
başlığı altında düzenlenmiştir. Madde başlığından da anlaşılacağı üzere kişinin rızası olmadan maaşının
¼ ünden fazlası hiçbir şekilde kesilemeyecektir. Uygulamada maaş haczi diğer
tüm hacizler gibi icra dosyasının kesinleşmesinden sonra konulabilir. Maaş
haczinde en önemli husus borçlunun rızası olmadıkça maaşının en fazla ¼ ü
kesilebilecektir. Borçlunun rızası
var ise maaşın tamamı da haciz edilebilir.
Uygulamada
maaş haczi ile ilgili birçok sıkıntı yaşanmaktadır. Bunların başında da emekli
maaşı ve emekli maaşına haciz konulup konulamayacağı tartışmaları gelmektedir.
Kanunun eski halinde kişinin emekli maaşına da haciz konabiliyordu. Bu konuda
doktrinde çok farklı görüşler olsa da kanun değişikliği sonrasında emekli
maaşları “Haczi Kabil Olmayan” mallar kısmında sayılarak haczedilemez durumu
gelmiştir. Kanundan önceki dönem de emekli maaşlarında haciz yapılmış kişiler
bu haczi İcra Mahkemesine açacakları bir dava ile rahatlıkla kaldırabilirler.
Uygulamada
maaş hacizlerine yönelik yaşanan bir sıkıntı da prim ve fazla mesai
ücretleridir. Öncelikle kısmi haczedilebilirlik kuralı sadece maaş için geçerlidir.
Maaşların ferileri olarak ödenen “Prim” ve “Fazla Mesai
Ücretleri”nin tamamı haczedilebilir. Ayrıca çalışanların
işyerinden almış oldukları “kıdem tazminatı”, “ihbar tazminatı”, “emekli
ikramiyesi” de tamamı haczedilebilecek mallardan sayılmaktadır.
2-)İşveren işçinin maaşına haciz koymak ve
kesinti yapılan bedeli icra dairesine ödemek zorundadır. İşveren maaş
kesintisini yapmaz ise alacaklının talebi doğrultusunda bu bedel işverenden
haciz yoluyla alınabilecek ve işveren hakkında savcılığa suç duyurusunda
bulunulabilecektir.
İşveren, icra
müdürlüğü tarafından gönderilen müzekkere üzerine ilk ödeme döneminde gerekli
kesintileri yapıp 1 hafta içinde icra müdürlüğünün hesabına dosya numarası vs.
bilgileri içerir şekilde yatırmalıdır. (İcra İflas Kanunu 355. md.)İşveren
tarafından yukarıda bahsedilen kesintilerin hiç veya gereği gibi yapılması
halinde ; gönderilmesi gereken paranın işveren uhdesinde olduğu kabul edilir ve
o miktar kadar icra dosyasında borçlu olarak kabul edilir.İşveren resmi yazının
gereği yapmaması halinde kendisi de göndermediği kısımlar kadar borçlu olur ve
haciz işlemlerine muhatap olabilir.Bu konu hakkında Yargıtay kararlarında
tekiden sonra muhtıra gönderilmesi ve buna da cevap verilmemesi halinde dosya
borçlusu olunacağı belirtilmişse de uygulamada SGK dökümü için müzekkere
yazılması yada haciz ihbarnamesi gönderilmesi gibi değişik uygulamalar
görülmektedir.
İşverenin maaş ve
ücret haczi yazısını gereği yapmamasının bir başka müeyyidesi de
İcra İflas Kanunu 335 ve 357. Maddeye göre Cezai soruşturmaya muhatap
olmasıdır. Zira İİK 357. Madde “İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve
emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine
bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri
yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet
kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya
takibat yapılır.” denilmektedir.Borçlunun birden fazla icra dosyasına
borcu varsa, gelen yazılar geliş tarihi hatta saatine göre sıraya
dizilir. Hangisi önce gelmişse ondan başlamak üzere kesilen paralar o dosya
bitinceye kadar yatırılmaya devam edilir. Sıradaki dosya borcunun bitmesi
halinde hacizlerin geliş sırasına göre kesintiler dosyalara yatırılmaya devam
edilir.Borçlu işçinin haciz müzekkerelerindeki borç miktarı bitmeden işten
ayrılması halinde durum derhal icra müdürlüğüne yazılı olarak
bildirilmelidir.
Maaş Haczi ile İlgili Kanun Metni
Kısmen haczi caiz olan şeyler
Madde 83.- Maaşlar,
tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilâma müstenit
olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları
tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra
müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
Ancak
haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var
ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz
için kesintiye geçilemez.
Maaş ve ücretlerin kesilmesinde
usul :
Madde 355
– Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya
müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden
yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun
maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye
kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen
daireye göndermeğe mecburdurlar. Memurun
maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak
surette vuku bulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu
keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni
muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz
muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur. Yukarıdaki maddeye riayet etmeyenler hakkında
hükümler:
Madde 356
– Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk
vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet
kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların
borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır. Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmeyen
her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malümatın icra dairesine hemen
verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.
Cumhuriyet savcılığınca takip:
Madde 357
– İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve
neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur.
Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu
dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan
doğruya takibat yapılır.
YARGITAY KARARLARI:
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 23.03.2017 tarih, 2016/12502 Esas ve 2017/4315 Karar sayılı
kararı’’Dava; şikayete ilişkindir. İİK'nun 79.
maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesinin haciz talebinden itibaren en
geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. İİK'nun 85.
maddesinin birinci fıkrasında “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan
taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve
masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarı haczolunur”
hükmünü düzenlemiştir. İİK'nun 85 ve 79.
maddelerinden çıkan ortak sonuç icra müdürüne haczin uygulanması konusunda
takdir yetkisi tanınmadığıdır. İİK'nun 85.
maddesi sadece “alacaklara yetecek miktarı” saptanması konusunda takdir hakkı
tanımaktadır. İİK'nun 85/
son maddesinde; “haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün
olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” şeklinde yer alan hüküm alacaklı ile
borçlu arasındaki menfaat dengesini güvence altına almayı amaçlamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Dairemizin yerleşik kararları, icra müdürünün
bir malın haczinin caiz olup olmadığı konusunda kural olarak takdir
hakkının olmadığı, haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğu, o malın
haczinin caiz olup olmadığı ancak, borçlunun şikayeti üzerine icra
mahkemesinde incelenebileceği yönündedir. ( HGK 31/03/2004, 12/202-196 ). (
05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanun'nun 16.
maddesi İİK'nun 82.
maddesine ekli son fıkrası ile icra memurunca haczi talep edilen malların
haczinin caiz olup olmadığı takdir yetkisini vermiştir ).İcra müdürlüğü
alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorundadır.
Ancak borçlu haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabilir ya da
haciz müzekkeresi gönderilen üçüncü kişi şikayet yoluna başvurabilir. O halde,
mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm
tesisi isabetsizdir.
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 14.02.2017 tarih, 2016/10014 Esas ve 2017/1890 Karar sayılı
kararında ‘’ Bu durumda, kıdem tazminatının ücretten sayılacağına dair
bir hüküm bulunmadığından tamamı haczedilebilir.’’
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 16.01.2017 tarih, 2016/8863 Esas ve 2017/383 Karar sayılı
kararında Fazla mesai, evlilik yardımı, çocuk zamları, ayni yardımlar,
hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti gibi ödemelerin haczi mümkün
değildir. Kıdem tazminatı gibi ödentinin ve vergi iadesi alacağının
ücretten sayılacağına dair bir hüküm bulunmadığından anılan gelirlerin tamamı
haczedilebilir.
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 18.12.2017 tarih, 2016/14133 Esas ve 2017/8026 Karar sayılı
kararında’’ …Borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan maaş alacağı için
İİK'nun 355.
maddesindeki hüküm uygulanacak ise de maaş dışındaki hak ve alacakları
için İİK'nun 89.
maddesinin uygulanmasında bir yanlışlık yoktur.Bu durumda mahkemece davacıya
birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle dava dışı takip borçlusu
Atakan Yarız'ın davacı nezdinde maaş dışında bir alacağı bulunup
bulunmadığı bilirkişi incelemesi ile belirlendikten sonra bir karar verilmek
gerekirken, yazılı gerekçe ile hükmün kurulması doğru görülmemiştir.
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 18.12.2017 tarih, 2016/14133 Esas ve 2017/8026 Karar sayılı
kararında ‘’Dava, emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine
ilişkindir. Emekli maaşından kesinti yapılabilmesi için borçlunun
muvafakati ve bu muvafakatin geçerli olması için hakkındaki icra takibinin
kesinleşmiş olması gerekli olup Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılacak müzekkere
ile de haczin uygulanması sağlanmaktadır.
·
Yargıtay
12.Hukuk Dairesi 16.03.2017 tarih, 2016/9664 Esas ve 2017/4016 Karar sayılı
kararında Dava; memur işlemini şikayete ilişkindir. Somut olayda TCDD'de
sözleşmeli/kadrolu memur olduğu anlaşılan borçluya icra dosyasından örnek 7
numaralı ödeme emri tebliğ edilmiş olup, borçlunun henüz kendisine ödeme emri
tebliğ edilmeden vermiş olduğu muvafakat beyanı,maaş haczinden önce
olduğundan, İİK'nun 83/a
maddesi hükmüne göre geçersizdir. Bu durumda İİK'nun 83.
maddesi uyarınca borçlu ve ailesinin geçimi için lüzumlu olan miktar
belirlendikten sonra 1/4'ten az olmamak üzere borçlunun maaşına haciz
konulması mümkün olup, maaşında başka haciz varsa önceki haciz bitmeden
kesinti yapılamayacağından, mahkemece, bu ilkelere göre değerlendirme yapılarak
oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan, İİK.nun 83/a
maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan
bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma
geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de borçlunun,
hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut
ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin,
lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz
sayılacağı, zira bir malın ne derece haczedilemez olduğunun, borçlunun ve
ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği ifade olunmuştur. Bu
durumda haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde
borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından
vazgeçebilir ( HGK.
31.3.2004 tarih 2004/12-202 E. 196 K. ve 31.3.2004 tarih
2004/12-167 E. 185.K. ).